Sessizliğini dinle Simge…

ımg_20160321_124510.jpg.jpg

Simge yüzünü okşayıp gözlerini kamaştıran güneşin sıcağı ile uyanınca Shalev den bir parça ile güne başlamak adına telefonunu kontrol etti. Son mesaj neydi? Uyuya kalmış olmak acaba ona önemli bir mesajı kaçırttı mı diye düşünürken, hiç bir mesaj olmadığını görünce rahatladı. Günaydın ve yeni gün dilekleri konulu yeni bir mesajı alelacele yazıp gönderdi. 

Ruhunu kuşatan bu muhteşem hislerin enerjisi ile banyosunun assolistiydi adeta. Hüsnü Arkan bestesi Hoşgeldin şarkısı ile programını tamamlayınca fön makinesi ile dans etmeye başladı. Mutlu bir güne uyanmıştı. mutlu uyumak, mutlu uyandırmıştı ve bunun tek bir sebebi vardı. Shalev mutluluk tohumunu dün akşam Simge’nin gözlerine ve dudaklarına bırakmıştı.

Akşam, gece, ertesi gün daha ertesi gün Simge için saatler bekleme ile geçti. Gururlu olmaya çalışıyorken, bir yandan o akşam yaşadıkları her neyse, bunun bir hayal olmadığına kendini inandırmaya çalışıyordu. Defalarca telefonu eline aldı. Mesaj aralığına yazdığı her şeyi siliyor, tekrar yazıyor ama asla göndermek istemiyordu.

İki hafta bitmişti. Simge artık o bekleyişten vazgeçmiş, hayatın akışına kendini kaptırmıştı. Nişanlısı ara ara ona ulaşıp hatalarını telafi edeceği konusunda ikna edici konuşmalar yaparken, Simge’nin aklı o büyülendiği akşamda kaldığı için Harun’un bütün bu atakları anlamsız geliyordu. Harun, Simge’nin daha fazla hayatında olmasını istemediği babasının kopya kimliğiydi. Bu nüsha ile yaşamak, hayatı yeni başından aynı yaşamak gibi olacaktı.

kitap fotoHazırladığı raporun içindeki zihnindeki Shalev kalıntılarını istiflediği depodan çıkartmadan odaklanmaya çalışıyordu. Telefonun titreşim sesi dikkatini bozdu. O garip kayboluşun ardından, sosyal paylaşım profilinde yayınlanan bir fotoğrafının Shalev ‘in beğenisini kazandığını görmek, hem gülümsemesine hem de o geceyi hatırlamasına sebep oldu.

Neydi şimdi bu? Sadece herkes gibi bir resmini beğenmişti. En azından yaşadığını gösteren bu işaret ile acaba Shalev ile iletişime geçmeli miydi? İki haftadır sanki o akşama hiç yaşanmamış gibi tek bir dokunuşla hayatına dahil olmayan Shalev için heyecanlanmak saçma gelmese de kendi kendini bunun saçma bir his olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyordu.

Bütün bildiklerini ve kontrolünü unutup, o gecedeki hislerin adına Shalev’ e dokunmalı mıydı? Bu onu hafifletici bir hareket mi olurdu? Sonuçta adam onca zor geçen güne ve geceye inat tek kelime bile etmemişti. Kararsızlık içerisinde,  “Naber Issız Adam? Nerelerdesin?” yazan mesajını gönderdi bile.

“İlginç Adamlar ve Kadınları” kitabımdaki “Bana şans ver” adlı hikayemden. Syf.162

Yorum bırakın